1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, emeğin kutsallığını ve emekçinin onurunu temsil eden çok özel ve anlamlı bir gündür. Bu gün, yalnızca bir anma değil, adalet, eşitlik ve insan onuruna yakışır çalışma koşullarına duyulan ihtiyacın güçlü bir şekilde dile getirildiği gündür.
Eğitim çalışanları olarak bizler, bilgiyle, sabırla ve özveriyle ülkemizin yarınlarını şekillendiriyoruz. Ancak bugün ne yazık ki birçok eğitim çalışanı, ekonomik olarak güçlük çekmekte; sosyal haklar, mesleki itibar ve çalışma koşulları açısından ciddi sorunlar yaşamaktadır. Atanamayan öğretmenler, yetersiz maaşlar, güvencesiz istihdam ve liyakatsiz uygulamalar, eğitim çalışanlarının karşı karşıya olduğu başlıca problemler arasında yer almaktadır.
Eğitim Gücü-Sen olarak bizler, bu adaletsizliklere karşı sessiz kalmayan, emekçinin hakkını cesaretle savunan bir sendika olarak, tüm eğitim çalışanlarının yanında olmayı sürdürüyoruz. Hakkaniyetli bir ücret politikası, liyakate dayalı atama sistemleri, güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları, sosyal hakların genişletilmesi ve mesleki saygının yeniden inşa edilmesi en temel taleplerimizdir.
1 Mayıs vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isteriz: Emeğin karşılık bulmadığı, adaletin tesis edilmediği bir toplumda sürdürülebilir bir kalkınma ve gerçek bir toplumsal huzur mümkün değildir. Eğitim çalışanlarının sesi duyulmalı, sorunları çözülmeli ve alın teri hak ettiği değeri görmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta eğitim çalışanlarımız olmak üzere tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor; emeğin ve dayanışmanın egemen olduğu bir gelecek temennisiyle saygılarımı sunuyorum.
Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı
Oğuz ÖZAT