18 Mart Çanakkale Savaşları’ nın Eğitim Ordusu
“Biz de gitmek isteriz ama yaşımız tutmuyor.”
Gelibolu Yarımadası’nda 1915-1916 yılları arasında gerçekleşen Çanakkale Savaşları, yalnızca 1. Cihan Harbinin değil, dünya mücadele tarihinin de en kanlı savunma savaşları arasında gösterilmektedir. Bunun yanında ekonomik, sosyal ya da siyasi alanda yarattığı zayiatlar kadar, yetişmiş ve eğitimli bir neslin kaybedilmeş olmasıyla da önemlidir. İstanbul Lisesi öğrencilerinin de aralarında bulunduğu binlerce öğrencinin şehit olduğu Kanlısırt Taarruzu ile ilgili devletimizin kurucusu, Başöğretmenimiz Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; yıllar sonra; “Biz Anafartalar’ da bir Dârülfünun (üniversite) gömdük” derken, bu acı gerçeğe işaret etmiştir.
Bugün Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi’ni ziyaret edenler, 17-18 yaşlarında şehit olmuş askerlerin mezar taşları önünde derin bir hüzne kapılırlar. Tarihi kayıtlar göstermektedir ki dönemin ağır şartlarında, vatan mücadelesinin baş aktörleri arasında lise son sınıf öğrencileri ve üniversite gençliği ile öğretmenler de vardır. Çanakkale Savaşları’nın mücadele ortamında öğrenciler ve öğretmenlerin büyük çoğunluğu silah altına alınmış, okullar adeta bir karargah merkezi olarak kullanıma açılmıştır. Savaş sırasında askeri gereksinimlerin sürekli artmasıyla;12 Mayıs 1914 tarihinde yürürlüğe giren Osmanlı Hükümeti Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-u Muvakkatı’nda (Geçici Askeri Yükümlülükler Kanunu) yapılan 27 Mayıs 1915 değişikliğine dayanılarak eğitimlerine devam eden lise öğrencileri de silah altına alınmıştır.
Cepheye gelen öğrenciler; gönüllü, öğrenci ve darülfünun taburları adıyla çeşitli cephelerde savaşmışlardır. Cepheye ilk olarak Galatasaray, Vefa, Kabataş ve İstanbul Lisesi son sınıf öğrencileri gitmiştir. Onları Balıkesir, Bursa, Edirne, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Konya, Denizli, Erzurum ve Sivas’tan 15-16 yaşında gençler izlemiştir. Bu gençlerimizden pek çoğu geri dönmemiş ve onların kayıtlı olduğu okullardan iki yıl boyunca mezun olan öğrenci sayısı bir elin parmağını geçmemiştir.
Kanun gereği kısa dönem askerlik yapacaklar arasında ilk sıralarda yer alan öğretmenler de askere çağırılmış, askere çağrılmayanların büyük çoğunluğu da Çanakkale Cephesi’ nin stratejik önem taşıdığını görerek gönüllü olarak cepheye yazılmıştır. Cepheye gerisinde kalan öğretmenler de boş durmamış ve savaş bölgesindeki farklı amaçlarla kullanıma açılmış olan okulları güvenli bölgelere taşıyıp eğitim öğretime devam etmeye, zamanın zor koşullarında toplumun maneviyatını ayakta tutmaya çalışmışlardır. Bulundukları yerdeki öğrencilerini ve çevrelerindeki kimseleri Çanakkale Cephesi’ne yönlendirmişlerdir. Bunun yanında cephe gerisindeki öğretmenler; askeri hastane, Kızılay gibi kuruluşlarda görev almıştır. Özellikle tıbbiyeli öğretmenlerin hastanelerde gönüllü olarak hizmet verdikleri görülmektedir. Aynı zamanda öğretmenler, cephede subay olarak görev yapabilmek için okuldaki görevlerinden arda kalan zamanlarında askeri eğitimden geçmiştir.
Çanakkale Savaşları sırasında on binin üzerinde öğretmen ve öğrenci şehit olmuştur. Bugün İstanbul Erkek Lisesi’nin tarihi binasındaki saatler; İstanbul Erkek Lisesi öğrencisi 50 şehidin, şehadet saati olan 03.30’da durmaktadır. Okulun “sarı-siyah” renkleri de öğrencilerin, arkadaşlarının şehadet haberi geldikçe kapı kolu ve pervazları siyaha boyamalarının hatırasıdır.
Şehadetinin ardından adı okulun öğretmenler odasına verilen Vefa Lisesi Fransızca öğretmeni Ahmet Rıfkı, o yıllarda girdiği derslerinden birinde sınıfta sessizlikle karşılanmıştır. Ardından öğrenciler şunu söylemiştir; “Muallim Bey, mektebimizde ve mahallemizde eli ayağı tutan ağabeylerimiz Çanakkale’ye gönüllü gittiler. Siz ise, hâlâ buradasınız! Biz de gitmek isteriz, ama yaşımız tutmuyor!”
Çanakkale Savaşlarının ardından başlayan eğitim faaliyetlerinde bazı liseler o yıl hiç mezun vermemiş, yapılan sınıf yoklamalarında isimler okundukça şu ses yükselmiştir: “Şehit!”
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'nde ismi tarihe altın harflerle yazılmış başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere tüm vatan kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Gülay ÇETKİN
Eğitim Gücü Sen
Denizli Basın Yayın ve Dış İlişkiler Bşk. Yrd.