Tarihin tozlu sayfalarında, emekçilerin hak arama mücadelesinin sesleri yankılanmaktadır. Daha adil bir çalışma hayatı için verilen bu çetin savaşta, sendikalar birer umut denizidir. Sanayi Devrimi'nin karanlığında filizlenen emek sömürüsüne, sendikaların yükselen sesi karşı koymuştur. Özel sektörde ve kamu kurumlarında, emekçilerin haklarını savunan ve çalışma koşullarını iyileştirmek için mücadele eden sendikalar, adeta birer kale gibi yükselmiştir.
Zamanla, bu güçlü kalelerin yanında, sessizliğe gömülmeye başlayan sendikalar da türemiştir. Siyasi rüzgarlara kapılan, üyelerinin taleplerini görmezden gelen ve hak arama mücadelesinden uzaklaşan bu pasif yapılar, emekçilerin umutlarını söndürmeye başlamıştır.
Eğitim Gücü Sen: Apolitik Mücadelenin Öncüsü
Tam da bu umutsuzluk ve karanlığa, bir güneş doğdu: Eğitim Gücü Sen. Apolitik ve bağımsız bir sendikacılık anlayışıyla yola çıkan bu kolektif duruş, emekçilerin yüreğinde yeniden bir umut ışığı yakmıştır.
Güçlü ve kararlı bir sesle, siyasi partilerden ve ideolojilerden uzak bir mücadeleye girişen Eğitim Gücü Sen, kısa sürede binlerce emekçinin kalbini fethetmiştir. Toplu sözleşme ikramiyesinin iptal edildiği dönemde bile üye sayısını artırarak, politize olmamanın ve üyelerin haklarına odaklanmanın önemini kanıtlamıştır.
Eğitim Gücü Sen'i özel Kılan Unsurlar:
Eğitim Gücü Sen'in Başarısı Ne Anlama Geliyor?
Eğitim Gücü Sen'in yükselişi, eğitimcilerin hak arama mücadelesinde yeni bir sayfa açmaktadır. Bu apolitik ve güçlü sendikacılık anlayışı, eğitimcilere umut vermekte ve sendikal mücadelede yeni bir ilham kaynağı olmaktadır.
Eğitim Gücü Sen, sessizce tarih yazmaya devam etmektedir. 10 yıllar sonra bile sosyolojik birçok çalışmaya tez konusu olacağı şimdiden bellidir. Bu kolektif direniş destanı, emekçilere ilham vermeye ve daha adil bir dünya için verilen mücadeleyi güçlendirmeye devam edecektir.
Bilecik İl Başkanı
Yücel UĞURLU