Anayasa Mahkemesi 18/01/2024 tarihli oturumunda, sendikal örgütlemenin önünde engel olan eşitliğe aykırı % 2 barajını kaldırdı.
Bu karar üye sayısı o kurumdaki toplam çalışan sayısının % 2’ sini bulamayan sendikaları sevindirirken, böyle bir kanunun çıkması için iktidarın kapısını aşındıran, sonuna kadar politize olmuş siyasi partilerin kamudaki izdüşümü pozisyonundaki sendikamsı yapıları rahatsız etmiştir. Hem de öyle böyle değil. Yargı kurumlarının kararları eleştirilebilir, kararlarını beğenmeye de bilirisiniz. Ancak işlerine gelince hukuk var, gelmeyince yaftalama ve hakaret. Hukukun üstünlüğünü savunmak herkesin görevi, yargının verdiği kararı saygıyla karşılamak herkesin görevi değil mi?
Eğitim – Bir – Sen Genel Sekreteri Talat YAVUZ, Anayasa Mahkemesi kararına karşı hem yüce mahkemeyi hem de dava açanları aklınca eleştiri yağmuruna tutmuş. Yazıyı okuyunca bunu bir cahil cühela yazmış sanırsınız, ama yetkili sendikanın! Genel sekreteri olduğunu bilirseniz utanırsınız.
TALAT YAVUZ’DAN İNCİLER!
Memur sendikacılığı kör topal ilerliyormuş, bunu diyen 12 yıllık yetkili sendika temsilcisi. Bunda sizin payınız nedir? İktidar yancılığı olmasın, konforunuzu korumak için memuru kaderine terk etmek olmasın?
İşçi sendikaları ile memur sendikalarını karşılaştırmış, yasalar aynı olmasa da memurun hakkı için gerçekten meydanlara inerek kazanımlar için eylem ortaya koydunuz mu? Mış gibi mi yaptınız?
1007 tane kazanım elde etmişler, 10007 tane de sorun olduğunu gerçeği orta yerde duruyor. Bize iletilen ve bizim gördüğümüz koca koca sorunlar neyin nesi?
Yetkiyi alıp masaya oturduktan sonra gelinen nokta sefalete mahkûm edilmiş memurlar ve eğitim çalışanları. Her sendika yetkili olmayı ister zaman içinde. Gücünüzü memur için ortaya koydunuz mu? Sorunların çözümü için kaç yıl daha yetkili sendika ve konfederasyon olmanız gerekiyor?
Y eni sendikaların kurulması sizi neden bu kadar rahatsız ediyor? Sendikacılık yapmadığınız için diğer sendikalara üye olanlar, EĞİTİM GÜCÜ SEN’in büyümesi güçlenmesi sizin uykularınızı kaçırıyor, konforunuzu bozuyor olmasın?
Siyasi Partiler ile Sendikaları karşılaştırmakta neyin nesi? Seçim yasasındaki % 7 barajını savunanlar kim önce ona bakmalısın. Bilindiği gibi hazine yardımı almak için toplam seçmenin %3 ü oranında oy alması gerekiyor. % 1 olmadı, % 2 olmadı; o zaman hadi baraj % 3 mü olsun diyorsun?
4688 sayılı kanun işlevini kaybetmişmiş, kanunun yetersiz ve eksikleri olduğu malum. Ancak mahkeme kararları hukuka uygun karar verdiği için işlevsiz hale nasıl geliyor? GDO’lu sendika derken haddi aştığınızın farkında mısınız? Daha demokratik bir sendika kanunu için eylem planınız nedir? Toplu Sözleşme İkramiyesi olmasa, yandaşlığınız olmasa sendikanızın üye sayısı nerelerde olurdu? Üye sayınızı sendikacılıktaki başarınıza mı borçlusunuz? Memurun hakkını korumak ve geliştirmek için üye sayınızın kaç olması gerekiyor. Ne güzel bir manzara izliyoruz! Biri yetkiliyiz diyor, diğeri yetki olmasak ta etkiliyiz diyor. Memur ne diyor: ALIM GÜCÜM HER GEÇEN GÜN GÜŞÜYOR. Daha on beş yıl önce temsilci bulamıyordunuz, yönetim kurulu oluşturamıyordunuz. 2007’ den sonra bir takım grupların siyasi atmosferin etkisiyle büyüdünüz ne haber!
Sendikalar da siyasi partiler de bir ihtiyaç üzerine kurulur. İhtiyaç olarak değer görülmezse zaten gelişemediği için kapanıyor, adını sanını da kimse bilmiyor. Herkes sizden mi dinleyecek yani, sendikacılık görevini hakkıyla yapsanız zaten yeni sendika kurulmaz, kurulsa yaşayamaz.
Anayasa Mahkemesinin % 2 barajını iptal etmesi sinirlerinizi çok yıpratmış anlaşılan. Daha çok uğraşacağız bunlarla derken barajı % 3 - % 7’ye çıkarılması için çalışacağız mı diyorsun. Hukuka hile yapmak sizde adet midir? Milli ve manevi değerleri istismar ederek ama temsil ettiği memurunu unutarak konforunuzu koruma derdine düşmek, emanete sahip çıkmamak sizde adet midir?
Anayasa Mahkemesinin % 2 barajını iptal kararı anlaşılıyor ki, bazılarının huzurunu kaçırmış, konfor elden gidiyor mu sorusunu sordurmuştur. Memurun her geçen gün alım gücü düşerken konforunuzu koruma derdine düşmeniz sizlere pek yakışıyor. Sendikacılığı sulandıran, kimyasını bozan bir yapı memurun tepesinde kılıç sallıyor, yargıya parmak sallıyor. Hadi oradan!